İktidarda iken Gerekeni Yapmama Ancak Daha Sonra Eleştirme Açıkgözlülüğü(1)

Genellikle hafta sonları zamanımın büyük bir kısmını ailemin ihtiyaçlarını karşılamak ve onlarla birlikte geçirmeye özen göstermekteyim. Böylece, hem KKTC’nin akılalmaz verimsiz kamu yönetiminin neden olduğu birçok olumsuz konuların yarattığı streslerden kısa bir süre olsun kendimi uzak tutmaya, hem de ailemle birlikte güzel bir hafta sonu geçirmeye çalışıyorum.

Ancak, geçtiğimiz Pazar günü (24 Nisan 2016) birşeyler almak için markete gittiğimde gözüme yerel gazetelerimizden “Emek En Yüce Değerdir” sloganının her zaman yazılı olduğu Yenidüzen Gazetesinin manşeti dikkatimi çekti. Manşet ve alt manşetler şu idi: “YÜKSEKÖĞRENİMDE YÜKSEK BORÇ!” – “ÜNİVERSİTELER YATIRIM BORÇLU ÇIKTI”. Özel Haberin içeriğinde Sosyal Sigorta kayıtlarına göre YDÜ’ne bağlı tüm sicillerin Nisan 2012 ile Aralık 2015 tarihleri arasında 14 milyon, 116,54 TL, GAÜ’nin 2014 yılı Kasım ayı ile Eylül 2015 arası borçları olduğu, ödeme taahhütnamesi yapılmasına karşın, bu taahhütnameye de uyulmadığı belirtilerek bu öğretim kurumunun 4 milyon 399 bin 280,35 TL Sosyal Sigortalar Dairesine borçları olduğu yeralmıştır.

Ayrıca, 2013 yılında kurulan Girne Üniversitesi’ne ilişkin olarak Sosyal Sigortalar Dairesinin Girne Bölge Amirliğinde herhangi bir tescil kaydının olmadığı ve bugüne kadar hiçbir yatırım yapılmadığı da bu özel haberde belirtilmiştir.

Doğu Akdeniz, Lefke Avrupa, Ortadoğu Teknik (KKTC Kampüsü) ve İstanbul Teknik Üniversitesi (KKTC Kampüsü) Üniversitelerin personeline ait Sosyal Sigorta yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdikleri için bu kuruma borçları olmadığı açıklanmıştır. Bu bilgilere ilaveten Uluslararası Kıbrıs Üniversitesinin duruşu verilmeyen işçilerden dolayı Sosyal Sigortalara borcu bulunduğu ifade edilirken, British Üniversity of Nicosia ise sigorta primlerini Aralık 2015 tarihi itibariyle ödemiş olduğu ancak bugün itibariyle 23.517,55 TL ve Akdeniz Karpaz Üniversitesi’nin de borçlarını ödemek için taahhütname vermiş olmasına rağmen 21.020,05 TL tutarında Sosyal Sigortalar Dairesine borcu olduğu da belirtilmiştir.

Bu konudaki görüşlerimi açıklamadan önce mali sıkıntılar içerisinde bulunan KKTC bütçesine rağmen Yükseköğretim Kurumlarına yasalarla süresiz sağladığı teşviklere kısaca bir göz atalım:

1.     Özel Yasa, Özel Vakıf veya Özel Limited Şirket olarak kurulan ve 65/2005 sayılı KKTC Yükseköğretim Yasası kapsamında faaliyet gösteren bahse konu kurumlara, yani işletmelere, çeşitli direkt veya dolaylı mali katkılar ve vergisel birçok muafiyet olanakları sağlanmıştır.

 

2.     Ayrıca, 39/2009 sayılı Yükseköğretim Kurumları Mali Düzenleme Yasası’nın 5. maddesi ile KKTC’de faaliyet gösteren tüm yükseköğretim kurumlarına, faaliyetleri devam ettiği sürece, başka herhangi bir yasada aksine kural bulunup bulunmadığına bakılmaksızın, aşağıdaki muafiyetler de sağlanmıştır:

(1)47/2000 sayılı Teşvik Yasasında öngörülen tüm vergi, resim ve harç indirim, muafiyet ve istisnalardan, gümrük vergisi ile resim harç ve fon indirim ve muafiyetlerden faydalanır.

(2)Satın alacakları veya ithal edecekleri döşeme ve demirbaş, makine ve teçhizat, kamyon, kamyonet, otobüs, minibüs ve 1600 cc’ye kadar olan binek arabaları ve araştırma amaçlı sarf malzemeleri ile diğer ara malzemeler Gümrük Vergisi, resim, harç ve fondan muaftır.

(3)Yüksek eğitime yönelik faaliyetlerden oluşan kârlar, Gelir Vergisinden ve Kurumlar Vergisinden muaftır.

(4)Her türlü taşınmaz mal alımlarına ilişkin Tapu ve Kadastro Dairesine ödenmesi öngörülen harçlardan muaftır.

(5)Yükseköğretim Kurumlarına ait tüm taşınmaz mallar, Taşınmaz Mal Vergisi (Emlak Vergisi) ile Belediyelere ödenmesi gereken her türlü altyapı ve inşaat ruhsat harçları ödenmesinden muaftır.

(6)Yükseköğretim kurumları, Hazine Malları Yasasına ve bu Yasa altında çıkarılan İhale Tüzüğü ile Taşınmaz Hazine Malları (Kiralama ve Değerlendirme) Yasasına bağlı değildir.

(7)Yükseköğretim Kurumlarının Vakıf Kurumları halinde Evkaf Dairesi (Harçlar Tayini) Nizamnamesinde belirtilen harçlardan muaftır.

(8)Yükseköğretim Kurumlarında çalışan yabancı uyruklu öğretim üyeleri, öğretim görevlileri ve bu kişilerin birinci derecedeki yakınları çalışma izinleri, oturma izinleri ve sağlık raporları için Devlete ödemeleri gereken vergi, resim ve harçtan muaf tutulmuştur.

(9)Yükseköğretim Kurumlarına kişi veya şirketlerin yapacakları hertürlü taşınmaz mal, mali yardım ve bağışlar, bu yardımları yapanların gelirlerinden veya kazançlarından indirilir.

(10)   Yükseköğretim Kurumlarının düzenledikleri belgeler vs. enstrümanlar Pul Vergisinden (Damga Pulundan) muaf tutulmuştur.

(11)   Geçici öğretim görevlisi olarak kısa süre ile KKTC’ne yurtdışından gelen öğretim üyelerinin uçak veya gemi bilet bedelleri üzerinden alınan her türlü vergi, resim, harç ve fonlardan muaftır.

Yukarıda sıralanan ve “yok yoktur” misali sağlanan her türlü teşvik unsurları dolayısıyla devletimizin Yükseköğretim Kurumlarını her türlü vergi, resim ve harç muafiyetinden süresiz yararlandırmaktadır. Diğer bir anlatımla, bu muafiyetler 47/2000 sayılı Teşvik Yasası ile turizm ve diğer yatırımcılara geçici süre ile sağlanan muafiyet türlerinden kat ve kat daha fazladır.

Bu yazımı kaleme aldığım, 26 Nisan 2016 tarihinde Yenidüzen Gazetesinin 14.’ncü sayfasında “Sosyal Sigortalardan YDÜ borcuna ilişkin açıklama -  Küçük hükümetinden karar var. YDÜ sorumlu tutamıyoruz” başlıklı haberde YDÜ’nin Sağlık Bakanlığına verdiği hizmetlerden doğan alacağının 10.715 TL’lik kısmının KIB-TEK’e, 10.000 TL’lik kısmını ise 31.12.2012 tarihine kadar Sosyal Sigortalara olan borçlarına temlik etmesine ilişkin 23.01.2013 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile onay verilmiş ancak bu süre içinde Maliye Bakanlığı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığı belirtilmiştir. Ortada hesaplaşma var ama ne para ne de ödeme yok. Nasıl çözüm ama!! Özellikle şunu belirteyim ki 23.01.2013 tarihli ve K(II)169-2013 sayılı Bakanlar Kurulu Resmi Gazete’de yayımlanmamış olduğu için bu kararın hiçbir geçerliliği veya hükmü yoktur. Bu hususta Anayasamızın 161(3). maddesinde aşağıda kural mevcuttur.

“Md. 161 (3) Yukarıda (1). fıkrada belirtilen hukuki belge ve işlemler Resmi Gazete’de yayımlanmadıkça yürürlüğe girmez”

 

Hiçbir yoruma gerek olmayan bu gerçekten hareketle hala daha devlet yönetiminde bulunanlar “hukukun üstünlüğünden” nasıl bahsedebilirler? ve bu Kararın geçerliliğinden bahsedebilirler?

Öncellikle şunu belirteyim. İrsen Küçük hükümeti döneminde mahsuplaşma veya temlik yöntemiyle devlet kurumlarının alacağının ve borçlarının bu şekilde nakit olmadan kâğıt üzerinde halledilmesine hangi mevzuat zamanın Bakanlar Kuruluna yetki vermiştir? Şayet böyle bir yetki varsa, 23.01.2013 tarihinde yapılan bu düzenlemenin gerekleri aradan 3 yıl 3 ay geçmiş olmasına rağmen neden gelmiş geçmiş Maliye Bakanları tarafından yerine getirilmemiştir? Kaldı ki bu dönemlerde de Maliye Bakanlıkları hep CTP’ne ait olmuştur.

Yasal dayanağı olmayan bahse konu kararın gerekleri neden yerine getirilmedi? Veya her hafta Bakanlar Kurulu tarafından birçok Bakanlar Kurulu kararında yapılan düzeltme veya iptaller gibi İrsen Küçük iktidarının yerine gelen hükümetler tarafından bu konu neden çözümlenmemiştir? Son yıllarda gelmiş geçmiş Maliye Bakanlarının “Bütçe Disiplini Sağladık” konusundaki beyanatları nerede kaldı? Bu ülkede herşey hayale ve “miş gibiye” dayandırılmıştır. Her zaman hukukun üstünlüğünü savunmada mangalda kül bırakmayan son özellikle CTP’li Bakanların Resmi Gazete’de yayımlanmamış olan bir kararın geçerliliğini nasıl olur da düzeltmediler? Bahse konu Bakanlar Kurulu kararının neden Resmi Gazete’de yayımlanmadığının gerekçesinin araştırılmadığını merak ediyor ve neden bunun eleştiri konusu yapmadığını herkes gibi ben de öğrenmek istiyorum. Nasıl bir kamu düzeni ve etkinliği vardır? Kamusal Hizmetlerdeki verimsizliği ve yeteneksizliği de eleştirilince bazı beyefendilerin gücüne gidiyor.

Elbette ki Üniversitelerin KKTC’nin genel ekonomisine sağladığı dolaylı katkılar yadsınamaz. Ancak,  her türlü mali teşviklerin sağlandığı eğitim kurumlarımızın, yeni işletmelerin, ödemek zorunda oldukları sosyal güvenlik yükümlülüklerini hiçbir neden gerekçe olarak gösterilemez. Bu eğitim kurumlarını işveren statüleri ile diğer kurumların veya işletmelerin sosyal güvenlik yükümlülüğü bakımından yasalar karşısında hiçbir ayrıcalıkları yoktur. Aksi halde, devletten her alacağı olan kişi veya işletme devletten olan alacağını alamadığı gerekçesinin arkasına sığınarak devlete veya kurumlarına olan borcunu ödememe yönüne başvurmak suretiyle mahsuplaşma talep eder ki Bütçe Disiplini berhava olur.

 

(HAFTAYA DEVAM EDECEK)

 

 
 
1270306
Ip : 18.118.0.240