Seçimlerin ardından...

28 Temmuz tarihinde yapılan genel seçimler sonrasında ortaya çıkan sonuçlar, herkese olduğu gibi, az da olsa benim için de bir umut ışığı oldu. Özellikle eski siyasilerin sandıkta kaldığı ve 21 yeni yüzün Meclise girdiği bu seçimlerde UBP Genel Başkanının ve Genel Sekreteri ile birçok önemli ismin sandıkta kalması toplum içerisinde ve özellikle UBP tabanında şöyle değerlendirildi; “UBP tabanının yapamadığını, toplum yaptı”.

Halk, artık kendine alternatif aramakta olduğunu, gerek seçtiği yeni yüzler ile gerek ise seçime katılımın düşük olması ile ispatlamış oldu. Şimdi gözler Hükümeti kuracak olan partilere çevrilmiş durumda. Ancak seçim sonrasında en büyük çıkarımı UBP yapmalı. Şimdiden söylemek isterim ki UBP’nin yeniden yapılanması ve genç/dinamik insanların yönetimi eline alması için tüm şartlar oluşmuş durumdadır.

Bu seçimler bir kez daha göstermiştir ki, toplum tarafından UBP’nin alternatifi CTP, CTP’nin alternatifi de UBP olarak algılanmaya devam etmektedir. Ancak seçimlerin kaderini değiştiren en büyük olayın; UBP’nin kendi içinde yaşadığı sonu gelmez iktidar kavgaları olduğu açıktır. Ayrıca, CTP’nin seçimlere aday göstermiş olduğu yeni yüzler de toplum tarafından kabul görmüş ve birçoğu da yeni meclis çatısı altına girmiştir. Birikim Özgür, Armağan Candan, Doğuş Derya ve Tufan Erhurman aklıma ilk gelen başarılı isimlerdendir.

Birçok gazeteci, yazar ve yorumcu arkadaşımız, 21 yeni ismin Meclis çatısına girdiği seçimler sonrasında “yeni bir dönem başlıyor” şeklinde ifadeler kullanmaktadır. Bana göre arzu edilen yeni dönemin ilk adımı atıldı sadece. Hedefimiz; Meclise giren 21 yeni kişinin performansına bağlı olarak bir sonraki seçimlerde en az 20 yeni, genç ve dinamik kişinin daha (özellikle de sağ partilerdeki vekiller arasından) Meclis çatısı altına girerek ülkedeki hantal ve menfaat ilişkisine dayalı siyasi yapının değiştirilmesi olmalıdır.

8 vekilin “Ulusal Güçler” başlığı altında Demokrat Parti’ye katılması ile oluşan yeni dönemin sonucunda sandıktan 12 milletvekili çıkarması da bir başarı olarak nitelendirilebilir. 4 vekilin UG, 8 vekilin de DP kanadından meclise girdiği seçimler sonrasında kulislerde konuşulan “sağda tek çatı altında birleşme”nin gerçekçi bir düşünce olsa dahi mümkün olup olmadığını zaman gösterecektir.

Ekonomik daralmanın her geçen gün piyasaları olumsuz olarak etkilemeye devam ettiği bu günlerde kurulacak Hükümetin güçlü bir yapıda olması gerekmektedir. Seçim sonuçlarına göre olası koalisyonlar arasında; CTP-UBP , CTP-DP veya UBP-DP-TDP alternatifleri mevcut. Sonuç ne olur bilmem ama beklenen ve arzu edilen “İstikrarın” bu dönem içerisinde de yakalanmasının pek mümkün olmadığı kanaatindeyim.

Ve katılımın %69’larda kalması konusu... Özellikle Sağ seçmenin ciddi bir kısmı hem karma oy kullanarak hem de sandığa gitmeyerek mevcut sonucun çıkmasında etkin olmuşlardır. Halkın mevcut sağ siyasetçilere olan güven eksikliğinin net bir şekilde görüldüğü sonuçlar neticesinde UBP ile DP-UG’nin tek bir çatı altında birleşmesi gerektiği net bir talep olarak Halk tarafından ifade edilmiş olmasına karşın, bireylerin şahsi çıkarlarını gözeterek bu birliktelikten itina etmeleri ilerleyen yıllarda daha büyük kırılmaların yaşanmasına veya sağda yeni bir siyasi hareketin başlamasına neden olacaktır. İlerleyen günlerde kurulacak olan koalisyon sonrasında nasıl bir siyasi haritanın oluşacağı ve geleceğin nasıl şekilleneceği daha da net bir şekilde yorumlanabilir olacaktır.

 

 
 
1269663
Ip : 18.223.20.57