Tasarruflarımızı YANLIŞ Yönetiyoruz...

Türk Lirası Faizi, Enflasyon ve Döviz Artışı Karşısında Yetersiz Kalıyor...”

En yaygın sözlük tanımı ile TASARRUF ; Yaşamın devam etmesinde, insanların ve diğer canlıların kullandığı, vazgeçilmez olan maddelerin tüketiminde dikkatli davranma, gereği kadar kullanma, idareli tüketmeye “tasarruf” denir.

Benim kısa tanımıma göre ise; tasarruf (birikim); ERTELENMİŞ TÜKETİM’ dir. Günümüz Dünyasında tüm insanların en büyük tasarrufu “para” dır. Peki paranın tasarrufu neden önemlidir? 1. İnsanlar gelecekleri ve gelecekteki güvenceleri için, 2. Gelecekte yapılacak büyük bir harcama için, ve 3. Faiz ve Kar Payı almak için tasarruf yaparlar.

İnsanların “doğru tasarrufu” veya kendilerince “ideal tasarrufu” yapmaları, toplu olarak genel ekonomiyi etkilemektedir. Ağırlıklı “tasarruf” şekli, ülke ekonomilerinin gelişmesinde ve ekonomik modellemesinde önemli bir etkendir.

Türk insanı hele hele de biz Kıbrıs Türkleri genel olarak “Para Tasarrufu (birikimi)” yapmayı çoğunluk ile tercih ederler. Peki insanlar paralarını biriktirirken var olan iki büyük endişe nedir? 1. Paranın bütünü ile yok olmaması endişesi, 2. Paranın net faiz getirisinin enflasyonun altına düşmeme endişesi.

Özellik ile Türk Lirası Mevduatı bulunanlar, para birikimlerinde Bankadan aldıkları Net Faizi çok iyi hesaplamalıdırlar. Net Faiz deyiminden kasıt; ödenecek faiz payından düşülecek vergi(stopaj) sonrasında elinize geçecek olan bedeldir.

Eğer ülkedeki enflasyon oranı net faizden düşük ise, birikiminizin getirisi var demektir. Ama enflasyon net faiz oranının üzerinde ise, paranız yok oluyor demektir.

Bir örnek ile açıklamak gerekir ise; Bankada 100.000 TL değerinde brikiminiz var ve yıllık faiz oranı %8. Yıllık faiz getiriniz 8.000 TL eksi KKTC de gerçek kişilere uygulanan stopaj sonrası (%10) net faiz getiriniz 7,200 TL olarak gerçekleşir. İlgili dönem içerisinde ülke enflasyonu yıllık %7,2 nin üzerinde gerçekleşmiş ise, paranız erimiş demektir.

2014 Mart ayı itibari ile; enflasyon %8,4, Net Faiz oranı ise ortalama %9 seviyelerindedir. Yani tasarruf ile enflasyon arasındaki fark %0,6 değerindedir. Eğer dövizde yaşanan artışı ile yaşanan değişkenleri hesaplayacak olursanız, bu değer eksi olarak hesaplanacaktır (negatif faiz). KKTC için bugün itibari ile “negatif faiz” den söz edebiliriz.

2013 yılı Eylül ayı başında hızla yükselen döviz sonrasında herkes “Döviz Borçluları” konuştu ve yaşadıkları kayıpları tartıştı. Ancak bir de madalyonun diğer yüzü vardı ki, özellikle 2013 Eylül başlarında ve sonrasında Türk Lirası mevduatı bulunan birçok kişinin birikimi, döviz karşısında %29 oranında yok olmuştur.

Dünyada ve Türkiye’de yaşanan ekonomik olumsuzluklar sonucunda, paranın satın alma gücünün korunabilmesi adına “Banka’dan net faiz getirisi beklentisi” bugün için doğru bir yöntem değildir. Belirli bir birikime sahip olan kişi ve şirketler, Banka net faiz gelirlerinden daha avantajlı yatırımlara yönelmeyi tercih etmelidirler.

Tasarruf (birikim) sahipleri, negatif faiz diye de isimlendirilen ve enflasyonun altında kalan net faiz getirisinden zarar gördükleri için tasarruflarını; Döviz – Altın ve Emlak’a bağlamaya başlamışlardır. Ülkemizde “Döviz Tasarrufu” geçmişten günümüze kadar en yaygın yöntem olmak ile birlikte, son zamanlarda sıkışan ve daralan ekonomi içerisinde “nakit paraya” ihtiyaç duyan kişiler ile “yatırım yapmak isteyen” kişiler emlak sektöründe de büyük alım-satımlar gerçekleştirmişlerdir.

Türk Lirası kullanılmakta olan Türkiye ve KKTC de enflasyon yükselme yönünde hareketlerine devam ediyor. Buna paralel olarak, mevduat faizi ayni oranda yükselmiş değir. Diğer taraftan da yükselen “kredi faizleri” de uzun bir süre daha bugünkü oranlarda tutunacak gibi görülüyor. Enflasyon inişe geçmeden, faiz oranının düşmeyeceği aşikar.

Herkes alın teri ile kazandıkları ve tasarrufunu yaptıkları parayı ve/veya benzer diğer tüm varlıklarını en iyi şekilde değerlendirmek arzusundadır. Ancak tasarrufun doğru değerlendirilmesi, biriktirilmesinden daha zordur. Genel olarak uzun bir zamanda gerçekleştirilebilen tasarrufların bir gecede ve/veya kısa bir zamanda yönetimsel hatalardan dolayı büyük değerler kaybettiği hatta sıfır ile çarpıldığı bir çok örneğin yaşandığı ülkemizde, maalesef nadir olarak profesyonel hizmet alınmakta.

Başarısız yatırımlar sonucu yaşanan iflaslar, sadece yatırımcıyı değil, içinde bulunan sektörü ve ülkenin genel ekonomisini de dolaylı yönden olumsuz olarak etkilemektedir. İster tasarrufların kullanılması ile ister ise borçlanılarak yapılacak yatırımlar öncesinde mutlaka profesyonel bir yardım alınız...

 

 
 
1264379
Ip : 35.175.174.36